Mutlu Kalın..


Geçenlerde güzel bir
(benim için istisnasız tanımadığım herkes iyi ve güzeldir) insan bir yazım altına yorum yazmış ve yorum sonunda mutlu kalın diye eklemiş. 
Bu cümleyi çok düşündüm. 
Bu aralar çocuklardan ötürü kitap okuma dışında fazla birşey yapamıyorum. Ve düşünmekten başka..
Yoksa çok severek, çeşitli üniversitelerin araştırmalarını (buraya bakabilirsiniz) okuyup paylaşıyordum. Sonra dikiş dikiyordum falan.. Bunlara mutlaka devam edeceğim o ayrı. Ama şimdi gelelim esas konuya..
Gelecek satırlarda, bu aralar 'sık sık düşündüğüm' mutlu kalmak hakkında yapılan araştırmaları ve biraz özelimi paylaşacağım ..

Mutlu nasıl kalınır? 
Mutsuz olmak bazen iyi midir?  
Bizi fitiller mi? Paslanmış azmimizi parlatır mı? Kıçıma bir tekme atarak daha ileriye götürür mü? Mesela bazı insanlar gelip bir anda hayatımızın içine ediyor, bazı insanlar kazık atıyor, bazen çekip gidiyor, bazen herkes üç maymunu oynuyor falan.
İhanete uğruyoruz, iftiraya uğruyoruz, hakkımız elimizden alınıyor, uykularımız çalınıyor falan. Yıllar önce gazetede okumuştum hiç unutmuyorum: Amerika'nın en zengin (sanırsam johnson &johnson markasının kurucularından) adamlarından birinin 21 yaşındaki kızı, kendine ait ultra lüks villasında intihar ediyor.  E herşeyi var ama bitti..!
Biri geliyor emeğimizi çalıyor falan da falan. Herkes şuna buna sahip, sen maddi manevi yokluğun dibindesin. Yok da yok.. E gel de mutlu kal.. Kalabilir misin peki?

Dönüp kendime baktım, ve gerçekten mutlu kalabildiğim gördüm.
Nedenini bilmiyorum.. Öyle hissediyorum. Hissediyoruz çok şükür..
Bu yıl bırakın hayallerimi, gerçekleşmesi doğal olan şeyler bile olmadı. Kısaca buna akraba kazığı diyelim.
Ama biz, evet biz bunları atlattık sayılır, yine de mutlu kalmayı başardık.
Çook uzun meseleler. Ama mesele kazık değil, insanların tutumlarıydı. Bazen aileler kız evlatlarını korumak amacıyla her türlü kazığı yemeye razılar. Kazık yiyeni de susturmaya.. Toplum olarak susup herşeyi örtbas etmek de en büyük aileyi birarada tutma formülümüz.
Üzerine bir bardak su içeriz olur biter. Bu da milli çözümümüz. Aman dikkat bazen bizim gibi kayalara çarpa bilirsiniz! Bir de 'Allahın sopası yok', tabii , umduğundan hızlı dönüyor devranlar..

Mutlu kalın..
Teşekkür ederim. (kalp kalp kalp) 
Evet kalıyorum.. Gerçekten hep bir şükür halindeyim.. Genç ölümler de gördük. Rabbim sağlık versin..

Neden mutlu kalıyorum peki? 
Sarhoş muyum? Manyak mıyım?

Veya neden bazı insanlar herşeyi sahip olmalarına  rağmen bu hayattan vazgeçme çabasındalar?

Münih Üniversitesinin yaptığı bir araştırmaya göre : (Araştırmacılar : Sonja Lyubomirsky & Bernd Hornung, IFG Münih )

Ebedi mutluluğun formülü:
50 % genetik
40 % kasıtlı faaliyetler (sanırsam bunun anlamı hayatı nasıl 
şekillendirdiğimiz ve nasıl yaşadığımızla alakalı)
10 %  Yaşam koşulları..

Siz ne dersiniz? Bu formül hepimize uyuyor mu?..

Mutlu Kalın.. 

Yorumlar

  1. Çok güzel çok samimi bir yazı olmuş. Mutlu kalabilmek için önce mutlu olduğuna ikna olmak gerekiyor elbette... Ya da şükretmekle daha beterinden sakınmakla mutlu olmak aynı şeyler mi... Sorular kuşkular ikilemler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten şükretmek bunu hissetmek bence çok önemli. Nefes aldığımıza, sağlıklı olduğumuza, ve hala içimizde sönmeyen ışığın varoluşuna falan ;)
      Teşekkür ederim..

      Sil
  2. Aman Allahım didim bu ben olabilir miyim:D Cümleyi artık o denli kolay söylemeye ve yazmaya başlamışım ki sizin bu güzel yazınızı okuyunca fark ettim.Çok da üzerinde düşünmediğimiz ne kadar çok cümle kuruyoruz,değil mi?Mutlu kalabilme amacına ulaştığımıza göre lakin yine de Mutlu kalın ve kalalım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet evet sensin! ;) Evet kesinlikle. Ama bazen o cümle çok uzakta, hiç tanımadığın hatta muhtemelen hiç tanışmayacağın birinin tam kalbinin ortasına yerleşebiliyor işte ;)

      Sil

Yorum Gönder